Kurultayın ortaya çıkardığı gerçek: CHP’yi İngilizler denetliyor

Kılıçdaroğlu’nun kasası CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, kurultayda partinin mali tablosu ile ilgili bir konuşma yaptı.

Temmuz 2020’de yapılan son kurultayın ardından o günden bu güne kadarki partinin mali durumunu masaya yatıran Kuşoğlu, “2020 yılında gelirlerimizin toplamı 146 milyon liradır. 96 milyon lirası Hazine yardımıdır. 96 milyon liranın 49 milyon lirası örgütlerle paylaşılmıştır. 2021 yılında gelirlerimizin toplamı 146 milyon liradır. Bunun 111 milyon lirası Hazine yardımıdır. 10 milyon lirası bağıştır. 7 milyon lira banka mevduat geliri elde edilmiştir. Örgütlere ise 33 milyon lira yardım edilmişti. 2022 yılında 220 milyon lira gelir elde edilmiş bunun 149 milyon lirası Hazine yardımı, 15 milyon lirası banka mevduat geliri, 28 milyon lirası bağışlardan elde edilmiştir. Örgütlere 25 milyon lira yardım yapılmıştır.” şeklinde konuştu.

“HEDEFİMİZ TÜM ÖRGÜTLERİN DENETLENMESİ

1 Ocak 2023-30 Eylül 2023 arası olan dönemde 1 milyar 348 milyon lira gelir elde edildiğini belirten Kuşoğlu şöyle devam etti:

“1 milyar 161 milyon lirası Hazine yardımıdır. 95 milyon lirası bağış yardımıdır. 63 milyon lira ise kaynakların değerlendirilmesi sonucu elde edilen gelirdir. 2023 yılında örgütlere 160 milyon liraya yakın yardım gerçekleştirdik.”

Hesaplarının siyasi partiler kanunu uyarınca Anayasa Mahkemesince ve Danıştayca denetlenmektir diyen Kuşoğlu, “Ancak biz bununla yetinmiyoruz. Sayıştay denetiminden önce bağımsız bir denetim şirketine tüm genel merkez hesaplarımızı denetletiyoruz. İlave olarak Ankara İstanbul ve İzmir’i ilçeleriyle birlikte bağımsız denetimini yaptırıyoruz. Hedefimiz tüm örgütümüzün denetlenmesi. CHP şu anda en şeffaf, en hesap veren parti konumundadır.” ifadelerini kullandı.

KUŞOĞLU: DYP’DEN DP’YE TÜRKİYE PARTİSİ’NDEN CHP’YE

2002-2008 yılları arasında DYP ve Demokrat Parti’de görev alan, 2009’da AKP’den istifa eden Abdüllatif Şener’in kurduğu Türkiye Partisi’ne katılan Kuşoğlu, hangi bağımsız denetim şirketiyle çalıştıklarını söylemezken Odatv, eski CHP genel başkan yardımcısı ekonomist Hurşit Güneş’e CHP’nin çalıştığı bağımsız denetim şirketini sordu.

HURŞİT GÜNEŞ ODATV’YE KONUŞTU: “BİZİM ZAMANIMIZDA YOKTU”

Güneş’in yanıtı ise “Bilgim yok. Daha önce yapılmamıştı. Biz yaptırmıyorduk. Demek ki yaptırmaya başlamışlar. Bülent Bey’e sorun” oldu.

“CHP BİLGİLERİNİ NEDEN ÖZEL BİR ŞİRKETE VERİYOR ANLAŞILIR GİBİ DEĞİL”

CHP’nin bağımsız denetim şirketi tarafından denetlenmesyle ilgili görüşlerine başvurduğumuz Odatv yazarı Dr. Yusuf İleri, şunları söyledi:

“Siyasi partiler için bağımsız denetim zorunluluğu yok. Bağımsız denetim esas olarak şirketlere yöneliktir. Bu denetimi anonim şirketlerin bünyesindeki denetçiler yapar. CHP bunu neden yapmak istiyor? Eğer şeffaflık adına yapıyorsa günümüzde zorunluluğu olmadığı halde bağımsız denetim yapanlar daha çok, bir savunma geliştirmek adına yapıyorlar. Sipariş üzerine alınan bağımsız denetim raporları var. CHP uygunluk denetimi ile sınırlı bir denetim mi yapacak? Doğruluk denetimini de yapacak mı? Sadece mali denetim mi yapacak? Yoksa yönetsel ve siyasi karar ve uygulamalarını da bağımsız denetime açacak mı? Bunların her birinin farklı sonuçları var.

CHP kendi denetim birimlerine güvenmiyor mu? Siyasi partilerin mali denetimi Anayasa Mahkemesi tarafından yapılıyor. Anayasa Mahkemesi bir komisyon kuruyor ve bu komisyonda Sayıştay denetçileri ile vergi müfettişleri de yer alıyor.

Ayrıca CHP’nin bağımsız denetim yapması bütün mali ve gizli bilgilerinin özel bir şirketin eline geçmesi demektir. Bu bağımsız denetim şirketini hangi verilere göre belirleyecek? CHP yarın Türkiye’yi yönetecek bir parti. Bilgilerini neden özel bir şirkete veriyor anlaşılır gibi değil.”

BAĞIMSIZ DENETİM ŞİRKETLERİNE BAKIŞ: ÖZALLI YILLARDA YAYILDI

Yabancı bağımsız denetim şirketleri, Turgut Özal zamanında başlayan özelleştirmelerle birlikte geldi.

İngiliz PwC 1981’de, Hollandalı KPMG 1982’de, İngiliz Ernst & Young 1983’te ve ABD’li Deloitte 1986’da ülkemize girdi.

Bu şirketler arasında ise İngiliz PWC dikkat çekiyor.

2010 yılında Yeniçağ’da kaleme aldığı “Neokemalist (!) CHP kadrosu…” başlıklı köşe yazısında Behiç Kılıç, o dönem yeni genel başkan olan Kılıçdaroğlu’nun kadrosuna dikkat çekmişti.

O dönem CHP’nin yeni genel başkan yardımcısı Mehmet Zeki Gündüz, aynı zamanda PwC’nin yöneticisi ve ortağı idi.

Behiç Kılıç’ın yazısındaki ifadeye göre PwC’nin işlevi “Türkiye Cumhuriyeti’nin gözbebeği kamu varlıklarının, üretim araçlarının özelleştirilmesi sürecinde küresel sermaye şirketlerine kılavuzluk.” yapmak.

KONGRENİN ORTAYA ÇIKARDIĞI GERÇEK CHPYİ İNGİLİZLER DENETLİYOR

CHP’nin kendisini bağımsız denetim şirketi PwC’ye denetlettiği iddia edilirken akıllara şu sorular geliyor:

“CHP kendi kadroları varken neden bağımsız bir denetim şirketine kendisini denetletiyor? Hele bu şirket yabancı sermayeli bir şirketse…”

“Türkiye’yi yönetme iddiasında olan bir parti, kendisini bir İngiliz şirketine denetletiyorsa parti içi mahrem bilgilerin, ‘dışarıya çıkmaması’ için nasıl bir önlem aldı?”

İşte bu soruların hepsi yanıtını arıyor…

Odatv kongre salonundan bildiriyor: Kılıçdaroğlu için Adana’dan ekipler getirildiSiyaset

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir